Isaac Newton bundan yaklaşık 350 yıl önce, saf beyaz ışığın bir prizmadan geçtiğinde gözle görülür şekilde farklı farklı renklere ayrıldığını keşfetti. Newton bunun yanı sıra her bir rengin tek bir dalga boyundan oluştuğunu ve başka renklere ayrılamayacağını da fark etti. Bilim dünyasında heyecanla karşılanan bu keşifler, Newton’ın çalışmalarının üstüne yapılan deneylerle birlikte bu renkli ışıkların başka renkler oluşturmak için birleştirilebileceğini gösterdi. Örneğin, kırmızı ve sarı ışık bir araya geldiğinde turuncu rengi oluştururken, yeşil ve magenta gibi bazı renkler bir araya geldiğinde birbirini nötrleyerek beyaz bir ışığa dönüşüyordu. Renkler her ne kadar insanlığın başlangıcından beri hayatımızda olsa da ikonik ressamların elinden çıkmış binlerce yıllık tablolarda ahenk içinde dans etseler de bilim dünyasının dikkatini çekmesi ve bilimsel yöntemlerle incelenmesi aslında bu ışık deneylerinden sonra başlıyor.
İnsanlar Genellikle Renkler ve Duygular Arasında Bağlantı Kurarlar
Psikolog Christine Mohr ve Domicele Jonauskaite’nin, 30 ülkeden 4.500 kişinin katıldığı araştırması insanların renkler ve duygular arasında kolayca bağlantı kurduğunu ve bu bağlantıların evrensel olduğunu gösteriyor. Uluslararası Renk-Duygu İlişkisi Anketi’nin sonuçlarına göre farklı uluslardan katılımcıların renk-duygu eşleştirmeleri birbirilerine oldukça benzer. Dilleri birbirine çok benzeyen uluslar ise daha benzer çağrışımlara sahip. Özellikle kırmızı, sarı ve siyah katılan tüm uluslarda öfke, nefret, zevk, aşk gibi duyguları ifade ediyor. Siyah yas, matem, üzüntü, korku gibi duyguları ifade ederken, kahverengi ve mor gibi ara renkler daha az duyguyla eşleşiyor ve bu duygular çok fazla farklılık gösteriyor.
Araştırmanın bulguları aynı zamanda tek bir renkten tek bir duygunun elde edilmediğini gösteriyor. Katılımcıların renkleri genellikle olumlu duygularla bağdaştırması da araştırmanın diğer bir bulgusu. Tek bir renkten tek bir duygu edilmemesini ise araştırma şu şekilde açıklıyor: ‘’Katılımcılar zevk duygusunu, kırmızı, sarı, turuncu, pembe, mor ve turkuaz gibi birbirinden farklı renklerle eşleştiriyor.’’ Yani her renk her insan için farklı duyguları ifade ediyor. Fakat bazı renklerin tüm evren ve insanlık için benzer duyguları var. Kahverengi, gri, siyah gibi koyu renkler yas, matem gibi olumsuz duygularla eşleştiriliyor. Kırmızı ise en değişken ve karışık duygularla bağdaşan renk. Kimisi için aşk, sevgi gibi olumlu duyguları çağrıştırırken, kimisi için öfke, tehlike gibi duyguları çağrıştırıyor.
Renklerin Duyguları, Kültürel Olarak da Farklılık Gösteriyor
Ulusların dilleri, inançları, gelenekleri, tarihi olayları ve savaşları renklere yükledikleri anlamları ve duyguları farklılaştırıyor. ‘’Mor’’ rengi bir ulus için coşkuyu ifade ederken bir başka ulus için üzüntüyü ve yası ifade ediyor.
Diğer Renklerin Çağrıştırdığı Duygular
Kırmızı: aşk, öfke, zevk, nefret.
Turuncu: neşe, eğlence, zevk
Sarı: neşe, eğlence, zevk
Yeşil: hoşnutluk, neşe, zevk, rahatlama, ilgi
Mavi: rahatlama, hoşnutluk, ilgi
Pembe: aşk, neşe, zevk, eğlence
Mor: zevk, ilgi, hayranlık, gurur
Beyaz: rahatlama, hoşnutluk
Gri: üzüntü, hayal kırıklığı, pişmanlık
Kahverengi: iğrenme
Siyah: üzüntü, korku, nefret, öfke, suçluluk
Renklerin çağrıştırdığı duygularla ilgili çok kesin yargılara varamasak da renklerin birçok ulus ve insan için benzer duygular ifade ettiğini gözlemleyebiliriz. Hatta yaşamımıza ve kendi benliğimize uygun renklerle bağ kurmak belki de birçok psikolojik durumumuz için çözüm yolu olacaktır. Travma yaratmış, kötü hissettiren bir rengi hayatımızdan çıkarıp, iyi gelen ve duygularımızı olumlu yönde harekete geçiren bir rengi hayatımıza dahil etmekle bunun başlangıcını yapabiliriz. Ya da tüm renklerle barışıp, hayatı tüm renklerle sevmeyi deneyebiliriz.
Renklerin psikolojisi hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istiyorsanız, STETO üzerinden uzmanınızı bulabilir ve online psikoterapinize başlayabilirsiniz.
Kaynaklar
Psychology Today, Why Links Between Colors and Emotions May Be Universal
Psychology Today, Does Your Favorite Color Tell People Something About Who You Are?